Bilime Göre Aşk Hakkında Muhtemelen Bilmediğiniz 10 İlginç Gerçek

1.Hem erkek hem de dişiler cinsel çekicilik için yeterli testosterona sahip olmalıdır.

İlginç gelebilir ama erkeklik hormonu olan testosteron kadınlarda da az miktarda bulunur. Testosteron, sizi etkileyen kişiyi ‘’elde etme içgüdüsü’’nü harekete geçireceği gibi, arzu da yaratır.

2. Farklı bir bağışıklık sistemine sahip bir kişiyi hissedebilir ve ona çekici gelebiliriz.

Bu bulgu, İsviçre Üniversitesi'nden Claude Wedekind tarafından yapılan bir çalışmada ortaya çıktı. Kadın deneklere yıkanmamış erkek tişörtleri koklattırıldı. Kadınlar sürekli olarak bağışıklık sistemi kendilerininkinden farklı olan erkeğin gömleğinin kokusunu tercih etti. Ve aynı bulgular kemirgenlerde de bulundu.

3. Aşık olmak, kokain veya nikotin kadar bağımlılık yapar.

İlişkinin ilk çekim aşamasında vücutta salınan bir kimyasal olan dopamin, kokain ve nikotin kullanıldığında da salınır. Bu maddelerden kopmak ne kadar zorsa insanların da aşk duygusundan ve aşık oldukları insandan kopmaları bu sebepten bir hayli zor. Yine de üçü arasında seçim yapmak durumunda kalırsanız aşık olmanın en sağlıklısı olduğunu hatırlatalım.

4. Sevgiliye duyulan aşk ve anne ile çocuk arasındaki aşk benzer bir kimyasal bağı paylaşır.

Oksitosin hormonu, doğum sırasında ve bir çocuk emzirildiğinde ve orgazm sırasında salınır. Oksitosinin uzun süreli bağlanmaya yardımcı olduğu düşünülmektedir.

5. Ebeveynlerimizden birine benzeyen ve / veya kokanlara ilgi duyarız.

Kulağa biraz ürkütücü gelse de, ebeveynlerimizden birine benzeyen bir partneri hayatımıza daha kolay dahil ediyoruz. Mesela bir kadınsanız, babanızın sürdüğü ferah ve rahatlatıcı bir koku belleğinize işlenebilir, bu kokuya benzer bir kokuya sahip olan kişi de sizde güven duygusu oluşturup çekici gelebilir.

6. Kendimize benzeyen birine de aşık olma eğilimindeyiz.

Yüz özellikleri, saç rengi ve göz renginin yanı sıra, aynı akciğer hacmine, kulak memesi uzunluklarına ve metabolik hızlara sahip olanları da kendimize daha kolay çekiyoruz.

7. Sinir hücreleriniz aşkın ilk yılında daha iyi çalışır.

Vücudumuzdaki bazı sempatik ve duyusal sinir hücrelerinin işlevleri için önemli olan Sinir Büyüme Faktörü (NGF’nin) aşkın ilk yılındayken değerinin arttığı görülüyor. Yani temel duyularımız ve tepki sistemimiz aşkın ilk yılında daha aktiftir ve sonraki yıllarda normal değerine döner. Aşkın en başlarda daha heyecanlı olmasının bir etkeni de bu olabilir.

8. Bağlılık hormonu olarak bilinen oksitosin ve vazopressin hormanlarından biri azaldığında, bağlılık da azalır.

Uzun süreli çiftleşme çifti olarak tutulan çayır fareleri üzerinde vazopressin’in baskılandığı bir çalışma yapıldı. Bu tarla fareleri eşlerine olan ilgilerini hemen kaybettiler ve birbirlerini yeni eşlerden bile korumadılar.

9. Aşk aslında bir saplantı-zorlantı bozukluğu olabilir.

Yapılan araştırmalarda, anksiyete bozukluğuna sahip olan obsesif-kompulsif kişilerle, aşık olan kişilerde aynı seviyelerde serotonin bulundu. Muhtemelen aşık olduğumuzda başka kimseyi düşünememe sebebimiz de bu.

10. Aşktan korkanlar korkunuzun bir adı var: Filofobi.

Geçmişte yaşamış olduğunuz kötü tecrübeler sizde bir kaygı bozukluğuna yol açmış olabilir. Eğer duygusal anlamda bağ kurmaktan kaçınıyorsanız ve hoşlandığınız bir kişiyle sonunda acı çekeceğim düşüncesiyle bir araya gelmek istemiyorsanız, Filofobi’den muzdarip olabilirsiniz. Fakat bir terapistle bu fobiden kurtulup yeni aşklara yelken açabileceğinizi de belirtmiş olalım.

Bu Gönderiler İlginizi Çekebilir!

Eski Sevgililer Neden Geri Döner?

Hepimizin hayatında, ayrıldıktan bir süre sonra dönmek isteyen eski sevgilileri olmuştur. Peki hiç düşündünüz mü? Neden, ona ihtiyacınız varken değil de kendinizi toplarken veya hayatınızı tam da rayına koymuşken yeniden çıkagelir?

Aşkta Nasıl Olduğunu Venüs Burcundan Öğren!

Konu aşka gelince, en inanmayanlarımızın bile astrolojiye ilgisinin arttığı bir gerçek. Peki, aşk hayatımızı ve ilişkilerdeki tutumumuzu ‘’ Güzellik ve Aşk ‘’ gezegeni olarak bilinen Venüs’ün etkilediğini biliyor muydunuz?